ÇOCUKLARDA İNATÇI DAVRANIŞLAR

Çocuklarda gördüğümüz, gerçekleşmesinin önündeki tüm engel, yapılması durumunda karşılaşılabilecek tüm olumsuzluklara rağmen şiddetli ve sık bir isteklilik haliyle baş gösteren davranışları inatçı davranış olarak tanımlayabiliriz.

Okul öncesi, özellikle 3-6 yaşları arasında sıklıkla karşılaşılan bu davranışların başlıca nedeni ebeveynlerin çocukla ilgili genel tutumudur. Çocuk yetiştirme sürecinde büyük öneme sahip olan ebeveyn tutumu çok otoriter olabileceği gibi fazlasıyla serbest de olabilir. Bahsettiğimiz iki tutum da çocukların sağlıklı yetişme sürecini sekteye uğratacak sonuçlar doğurabilecek, çocuk yetiştirme sürecinde tercih edilmesini istemediğimiz ve yanlış olarak nitelendirdiğimiz tutumlardır. Her iki durumda çocukta inatçılık davranışının görülme şeklini ve diğer etkenleri şöyle sıralayabiliriz;

OTORİTER TUTUM

Ebeveyn tutumunun çok otoriter olması durumunda çocuk için kendini yeterli ve doğru ifade edemeyeceği bir atmosfer oluşacaktır. Bu durumda çocuk anne ve babayı düşünce ve davranışlarının önünde bir engel olarak nitelendirecek ve yaptığı herhangi bir davranışa engel olunması durumunda davranışının sıklığını ve şiddetini artıracaktır. Böyle bir durumda geriye dönmek çoğu zaman güçtür. Bu nedenle ebeveynlerin daima çocuklarının kendi kararlarını verebilecekleri bir alan oluşturmaları ve çocuğun özerkliğini desteklemeleri bu tarz durumlarda daha ılımlı bir ortam oluşturacak ve anne, babanın fikirlerini çocuk için daha kabul edilebilir kılacaktır.

SERBEST TUTUM

Serbest ebeveyn tutumunda ise anne, babanın çocuğun fikirlerini, davranışlarını ve bunların sonuçlarını yeterince önemsemediği, aile ortamında bulunmasını istediğimiz belli başlı kuralların takibini yapmadığı daha düzensiz bir atmosferden söz etmemiz mümkün. Bu durumda çocuk herhangi bir kısıtlamayla karşılaşmadığından sonraki süreçte davranışlarını kontrol etmekte problem yaşayacaktır. Dolayısıyla anne baba olarak çocuğa yönelik tutumumuzun otoriter ya da serbest değil hem çocuğun düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmesi hem de yanlış davranışlarının ortak bir tutum içinde kontrolünün sağlanması açısından demokratik tutum olmasına dikkat etmek inatçı davranışları en az indirgemek açısından oldukça önemlidir.

KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Çocuklarda çok daha önemli problemlere neden olan kardeş kıskançlığının tabii ki ayrı bir başlık altında değerlendirilmesi gerekir, fakat inatçı davranışların görülmesinde ciddi bir etkisi olduğu da göz ardı edilemez. Aileye yeni katılan ve anne babanın sevgisini paylaşmak durumunda kaldığı diğer bir çocuk genelde çocukta ikinci plana atıldığı, yeterince sevilmediği algısını da beraberinde getirir ve çocuk anne babanın dikkatini çekmek, ilgi toplamak için birtakım olumsuz davranışlarda bulunabilir. Anne babanın engellemelerine karşın yaptığı davranışta ısrarcı olabilir ve olumsuz da olsa ebeveynlerin dikkatini çektiğini düşünerek aynı davranışı sıklıkla tekrarlayabilir. Bu davranış özellikle anne babanın bebekle yakından ilgilendiği, annenin bebeği emzirdiği ya da kişisel bakımını yaptığı anlarda belirgin bir şekilde görülebilir. Böyle durumlarda bebekle ilgilenildiği anlarda diğer çocuğa da yeterli ilgiyi göstermek inatçılığa varabilecek davranışları önlememiz açısından önemlidir.

ETKİSİZ İLETİŞİM

Çocuklarla kurulan iletişimin şekli ve niteliği de yine davranışlarını şekillendirmek açısından oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Söz konusu çocuğun gösterdiği herhangi bir davranışın yanlış olduğunun anlatılması durumunda öncelikle göz teması kurmak çocuğa kararlı olunduğu ve geri adım atması gerektiği mesajını verecektir. Akabinde "yapma", "gitme" gibi olumsuz anlam içeren ifadeler kullanmak yerine o davranışı neden yapmaması gerektiğini açık ifadeler kullanarak anlatmak etkili olacaktır.

KARARSIZ, TUTARSIZ DAVRANIŞLAR

İnatçı davranışlar gösteren çocuklar karşısında kararlı bir duruş sergileyemeyen ya da kimi zaman olumsuz olduğunu düşündüğü ve çocuğun yapmasını istemediği bir davranışı kimi zaman olumlu karşılayan ebeveynler de bahsettiğimiz davranışları engellememesinin yanında artıran nedenlerdendir. Empati duygusuyla dünyaya gelen ve daha bebeklik döneminde farklı durumlar arasındaki ilişkiyi kavrayabilen bir varlıktan söz ediyoruz. Bu durumda çocuğun, anne babanın kararsız ve tutarsız davranışlarını fark etmemesi imkansız. Bu nedenle öncelikle çocukları küçümseyen, yeterince ciddiye almayan tutumu bir kenara bırakıp söz ve davranışların kararlı ve tutarlı olmasına dikkat etmek ve çocuğa da bunu etkili bir şekilde aktarmak inatçı davranışları önlemek ya da azaltmak açısından önemlidir.

FELEK ULÇAY

Rehberlik ve Psikolojik Danışman