BAĞIMLILIK VE KOMPÜLSİF (ZORUNLU) DAVRANIŞLARIN TEDAVİSİ

Bağımlılık kişinin bir maddeyi sürekli tüketme ya da bir hareketi devamlı yapma ihtiyacını hissetmesi ve bu ihtiyaca karşı koyamamasıdır. Bağımlılık kompülsif (zorunlu) hareketlerden farklıdır. Genelde kompülsif bir eylemin öncesinde kişinin harekete geçmesine neden olan saplantılı, müdahaleci düşüncelerken, bağımlılığın oluşmasına takıntılı düşünceler değil alışkanlıklar öncülük eder. Bağımlılık ve kompülsif davranışlar ile ilgili problemler yaşayan kişilerin bir uzman terapist ile görüşmeleri önerilir.

Kompülsif davranışların içinde kumar oynama, madde bağımlılığı, cinsel bağımlılıklar, sınırsız alışveriş ve harcama, istifleme, aşırı egzersiz, internette oyun oynama, yemek yeme sorunları ve diğer davranışlar yer alır. Herhangi bir zorlayıcı davranış kontrol edilemediğinde bağımlılık haline gelir ve kişinin sosyal, akademik ve profesyonel hayatını sürdürmede problem yaşamasına neden olur.

Bir davranışın bağımlılık olup olmadığını anlamak için yapılan eylemin faydaları ve onu çevreleyen duygu ve düşünceleri değerlendirmek gerekir. Tutkuyla yapılan bir hobi ile zorlayıcı bir davranış arasındaki ayrımın fark edilmesi zor olabilir. Örneğin her gün yağmur, fırtına dinlemeksizin 10 km. koşmak atletik bir disiplin mi yoksa bir bağımlılık mıdır? Ayda bir Vegas’a kumar oynamaya gitmek kumar bağımlılığını mı işaret eder yoksa günlük hayattan bir kaçış olarak mı değerlendirilmelidir? Bir eylemin bağımlılık ya da kompülsif bir davranış olduğunu söyleyebilmek için o davranışın sonunda sıkıntı, utanç ve suçluluk hissetmek ya da o eylem gerçekleşmediği zaman kaygı yaşamak gerekir.

KOMPÜLSİF DAVRANIŞ BELİRTİLERİ

  • Davranışın gizlenmesi
  • Sorunun inkar edilmesi
  • Davranışı durduramama
  • Davranış etrafında dönen haz duygusunun endişe, karışıklık, utanç duygusuna dönüşmesi
  • Diğer etkinliklerden çekilme veya zevkten yoksun olma
  • Davranışın durdurulmasına müdahale edileceği korkusu

Tipik olarak, bağımlılıklar veya kompülsif davranışlar, depresyon gibi temel psikolojik bir sorunun sonucu olarak ortaya çıkar. Bağımlılık yapıcı bir davranışla birkaç gün uğraşmak stres veya kaygıyı geçici olarak ortadan kaldırabilir. Kompülsif davranışlar uyuşturucu bağımlılığı olan birinin beyninde spesifik maddelerin uyardığı aynı nörolojik bölgeleri tetikler ve bu ödüllendirme aktiviteyi daha çekici hale getirip bağımlılık yapabilir.

Ciddi ruh sağlığı problemlerine sahip kişilerin (bipolar gibi), dürtü kontrolleri zayıf olabilir bu da kompülsif davranışı bırakmalarını zorlaştırır. Buna ek olarak, DEHB ve Parkinson gibi durumların tedavisinde kullanılan dopamin agonist ilaçlar, nadiren de olsa daha önce böyle eğilimleri olmayan kişilerde bile kompülsif davranışlar görünmesine neden olabilir.

BAĞIMLILIĞIN AİLELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

California’da bağımlılık ve kompülsif davranışlar konusunda uzmanlaşmış olan Darren Haber, bağımlılığın acımasız, duygusal olarak yıkıcı bir hastalık ve bir aile sorunu olduğunu, çoğu zaman hafife alındığını ancak dalga etkisi yaratarak depresyon, öfke ve terk edilme ile sonuçlandığını söylemiştir.

Ailede bağımlılığı olan bir birey var ise aile bireylerinin günlük rutinleri sık sık aksar bu da onların stres seviyelerinin yükselmesine neden olur. Ebeveynlerden birinin bağımlılığı çocukların stres ve kaygı ile başa çıkamamalarına neden olurken tüm aile bireylerinin bu kaostan ve stresten kötü bir şekilde etkilenmelerine neden olur. Bu sorun tedavi edilmediği sürece hem çocuklarda hem de yetişkinlerde travmatik etkilerin oluşmasına hem de ilişkileri sürdürmede güçlük çeken bireylerin yetişmesine sebep olmaktadır.

Bağımlı ebeveynler ile büyüyen çocukların depresyona daha yatkın, kaygı bozukluklarının oluşumuna açık, ilişki problemleri yaşayan kişiler olma ihitmalleri diğer bireylere göre daha yüksektir. Aynı zamanda kendileri de bağımlılık geliştirebilir, riskli davranışlarda bulanabilirler.

BAĞIMLILIĞIN VE KOMPÜLSİF DAVRANIŞLARIN TEDAVİSİ

Kompülsif (zorlantı) davranışlar ve bağımlılıklar kişinin güçlü, daha özgüvenli hissetmesine ya da bağımlılığın hayatlarında eksik olan duyguların yerine geçmesi neden olabilir. Psikoterapi, rahatsız edici duyguları ve sıkıntı kaynaklarını bulup onları değiştirmeye yardımcı olur. Bağımlılık ve / veya kompülsif davranışların altında yatan sebepleri (travma, stres, istismar gibi) ortaya çıkarıp üzerinde çalışmadıkça, bunlarla ilgili gelişme kaydetmek mümkün değildir

Bir terapistle çalışmak, kompülsif davranışları ve bağımlılığı yönetmek için en etkili tedavilerden biridir ve kişinin değiştirmek isteyebileceği davranışları ele almak için uygun birçok tedavi türü vardır. Örneğin, travma sonrası yaşadığı stresin yoğunluğunu azaltmak için uyuşturucu ilaç kullanan bir kişi, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinin (TSSB) yanı sıra uyuşturucu bağımlılığı tedavisinden de yararlanabilir. Ancak TSSB tedavisi bağımlılığın tedavisine önemli ölçüde yardımcı olacaktır. Aynı zamanda grup terapisi de tedavi sürecini kolaylaştıracaktır.

VAKA ÖRNEKLERİ

İnternet Bağımlılığı Tedavisi: Morgan, 22 yaşında bir üniversite öğrencisidir. Her gece internette birkaç saat vakit geçirip, bazen sabaha uyanık kalır ve bu da genelde ertesi gün derslerinde zorlanmasına neden olur. Okulda arkadaşları vardır ancak kendini onlardan soyutlayarak sanal dünyada takılmaktan kendini alıkoyamaz. Morgan takıntılı bir şekilde oyun oynar ve sohbet eder ve boş zamanlarında bunlar dışında çok az şey yapar. Ders notları ve sosyal hayatı kötüye gitmektedir ancak bu durumu durduramaz. İnterntete girmediği zaman kendini kaygılı hissettiğini ve sıkılıdığını söyler. Terapistinin önerisi üzerine Morgan, bilgisayar faaliyetlerinde arkadaşlarını dahil etmeye, onlarla film seyretmeye ve grup oyunları oynamaya başlar. Böylece sosyal aktiviteleri artar bu da Morgan'ın öz güvenini artırır.

Seks Bağımlılığı Tedavisi: 30 yaşındaki Daisy, geilişi güzel cinsel ilişkilerde bulunduğu için istenmeyen bir gebeliği sonlandırmak ve cinsel yolla bulaşan bazı hastalıkların tedavisi ile uğraşmak zorunda kalır. Daisy, davranışlarından utanmaktadır fakat haftada birkaç kez yeni insanlarla tanışmaya devam eder. Maalesef "amaçsız cinsellik" dediğimiz şeyle karşı karşıyadır. Daisy bu davranışa neden yönlendiğini bilemez. Terapi süresince görüldü ki, Daisy sürekli başkaları tarafından yargılanmış, istismara uğramış ve boşanan ailesinden uzaklaşmak zorunda kalması ile yetersizlik duygularıyla baş etmek zorunda kalmış. Daisy terapi sayesinde, kendi değerlerinden emin olmadığının farkına varır ve birkaç ay sonra kendine olan güvenini artırma yollarını keşfeder; kaya tırmanışı yapmaya başlar ve işinde çok çalışır. Sonunda gerçek bir randevuya çıkar ve gerçek samimiyetin nasıl bir şey olduğunu hisseder. Böylece rastgele cinsel ilişkilerde bulunma ihtiyacı hissetmez.

Kaynakça: http://www.goodtherapy.org/learn-about-therapy/issues/addictions-and-compulsions