KEKEMELİK

KEKEMELİK NEDİR?

Kekemelik, konuşmadaki akıcılığın, ses/hece tekrarlamaları, bloklamalar, uzatmalarla bozulması anlamına gelir. Ancak yalnız akıcılık bozukluğu değil bu durumun sebep olduğu; ikincil davranışlar, konuşmadan vazgeçmek, çekingenlik, özgüven kaybı gibi tüm sorunları da kapsar.

KEKEMELİK NEDEN OLUR?

Öncelikle kekemeliğin suçlusu siz değilsiniz. Ne kekeleyen birey, ne aile ne de çevrenin bir suçu yok, bu durumun iyileştirilmesinde veya daha da artmasında etkisi olabilir ancak tek başına bu duruma sebep olmaz. Çocuk korku ya da heyecan anıyla kekelemeye başlamış olabilir ancak son çalışmalar artık kekemeliğin psikolojik değil, nörolojik ve genetik bir olgu olduğunu bizlere söylüyor. Yani eğer genetik yatkınlık varsa bu durum er ya da geç zaten ortaya çıkacaktı, yaşadığı o heyecan anı yalnızca bu durumu tetiklemiş oldu, sebep olmadı. Gerçek sebep ise beyinde konuşmanın gerçekleşmesi için işini yapması gereken bölümdeki bir farklılıktan başka bir şey değil. Kişi söylemek istediği şeyi düşünebilir, sözcükleri zihninde bir araya getirebilir, sıra bunu konuşmaya aktarmaya geldiğinde sorun yaşar. Bu sorun her kekeme bireyde farklı şekilde kendini gösterir.

ÇOCUĞUM KEKLİYOR NE YAPMALIYIM?

Çocuk kekelemeye başladığında aile genellikle panikler, korkar. Çocuğunu korumak için çevresini değiştirmeyi, daha az sosyal ilişkiler içine girmeyi dahi düşünebilir. Ancak yapılması gereken en iyi şey sakinliği korumak olacaktır. Gelişim dönemindeki çocuklarda doğal olarak böyle bir süreç yaşanabilir, 2-2,5-3,4 yaşlarında bu durum yaşanıp kendiliğinden son bulabilir, devam da edebilir. Bu süreci sağlıklı atlatmak için aile ve çevrenin olumlu tutumları, çocuğun nasıl söylediğine değil de ne söylediğine odaklanmak, çocuğun özgüvenini korumak için onu sabırla dinlemek, daha çocuğa göre iletişim kurmak yani daha basit sözcükler seçilerek konuşma hızını düşürmek, bu durumu mümkün olduğunca normalleştirmek çocuğa yardımcı olacaktır.

BİR UZMANA DANIŞMAK İÇİN NE KADAR BEKLEMELİYİM?

Konuşma terapistleri eğer çocuk çok küçükse genellikle belli bir süre çocuğu takip altında tutarak beklemeyi önermektedir. Ancak ailelerin pek çoğu kekemeliğin ne olduğunu ve bu durumla nasıl başa çıkabileceklerini bilemedikleri için beklemekte çok zorlanır, bir an önce harekete geçmek isterler. Bu durumda yapılacak en sağlıklı şey evet bir dil ve konuşma terapistine danışmak olabilir. Ve DKT aileye terapiler ve yönlendirmeler yaparak en doğru tavır ve tutumlar konusunda aileyi bilgilendirebilir, bu durumla nasıl baş edecekleri konusunda rehberlik edebilir, gerekli görürse çocukla düzenli terapiler yaparak iyileştirme sürecini başlatabilir.

KEKEMELİĞİ KİMLER İYİLEŞTİREBİLİR?

Bu konuda en eğitimli, donanımlı kişiler dil ve konuşma terapistleridir. DKT’ler ilgili uzmanların görüşlerini değerlendirir, gerekirse psikolog, psikiyatrist gibi yönlendirmeleri yapabilir, öğretmenler ve aile bireyleri, çocuğun çevresinde gerekli gördüğü kişilerle işbirliği yaparak gerekli ekip çalışmasını sağlar.

KEKEMELİK TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER?

Her kekeme birey farklıdır ve her bireyle izlenecek yol da farklılık gösterir. Kişinin yaşı, kekemeliğin şiddeti, motivasyonu, DKT’nin verdiği egzersizleri düzenli yapıp yapmaması gibi pek çok etmen süreci etkiler. Önemli olan bunun bir süreç gerektirdiğini unutmamaktır, iyileşme adım adım ve verilen egzersizlerin belli bir süre boyunca devamlı olarak yapılmasını gerektirir.

DKT KEKEMELİĞİ NASIL İYİLEŞTİRİR?

DKT yalnız akıcılığa odaklanmaz, bireyin daha akıcı konuşabilmesi için pek çok teknik vardır, bunlar öğrenilebilir ve kişi konuşmasını kontrol altına alarak gerekli gördüğü durumlarda akıcı konuşmayı başarabilir. Ancak uzman bir DKT kişinin yalnızca akıcılığı sağlamasına değil, kekemeliği sürecek olsa dahi özgüveninin zedelenmemesine, söylemek istediği her şeyi söyleyebilmesine, yapmak istediği her şeyi yapmasına, mutlu bir birey olmasına, kendini kabul edip sevmesine odaklanır.

BEN ANNE-BABA OLARAK NELER YAPABİLİRİM?

Kekemeliğin ne olduğuyla ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak, bu durumla ilgili kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlayacaktır. Çocuğun neler hissettiğini anlamak, neler yaşayabileceğini bilmek de doğru tutum ve davranışları edinmeniz için çok önemlidir. Bu durumun sizin veya çocuğunuzun hatası olmadığını, bunun bir hastalık da olmadığını, yalnızca bir farklılık olduğunu anlayarak durumu kabullenmek, içinden çıkmayı kolaylaştıracaktır. Yalnız değilsiniz, Türkiye’de ve dünyada çok fazla kekeme var. (Anasınıfı ve ilköğretim öğrencilerde gözlenen dil ve konuşma sorunlarının türlere göre dağılımı incelendiğinde, kekemelik % 37’lik bir oran ile en yaygın konuşma bozukluğu türü olarak başlarda yer almaktadır. Konrot, 1995) ve size yardımcı olabilecek pek çok uzman dil ve konuşma terapisti de var. Yardım istemekten ve soru sormaktan çekinmeyin.

Uzman Dil ve Konuşma Terapisti
Neşe Öztürk