PARANOYA NEDEN ORTAYA ÇIKAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Paranoya, kısaca kötü bir şeyler olacağına dair asılsız inanç ya da korku sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Genelde paranoyayı deneyimleyen bir kişi, negatif olayların sorumlularının bazı grup ya da kişilerden kaynaklı olacağından şüphelenir. Paranoyayı tipik korku ve endişeden ayıran en büyük özellik, kişinin bir tehdidin varlığına abartılı inancıdır. Paranoya, beraberinde başka ruhsal bozuklukları da getirebildiği için paranoyayı deneyimleyen kişilerin bir psikolog ve psikiyatriste görünmeleri gerekmektedir.

Paranoya veya paranoyak düşünceler kişinin ruh sağlığı problemlerinden kaynaklı olarak gelişir yani kendisi başlı başına bir tanı durumu olarak düşünülmemektedir. Şiddetli bir paranoya bir ruh sağlığı problemini işaret etse de, sadece kendi başına ya da birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Savaş gazilerinin ya da askerlerin yaşadıkları travmalar sonucunda paranoya geliştirme olasılıkları diğer kişilere göre daha yüksektir. Yabancılara, kamuya mal olmuş kişilere, kurum veya kuruluşlara ve de aile üyelerine güvenmeme ya da onlardan şüphe duyma paranoyanın karakteristik özelliklerindendir. Paranoya yaşayan bir kişi diğer kişilerden aşırı derecede şüphe duyar. Bazen bu kişiler, gerçeklikten uzaklaşarak delüzyon yaşayabilir.

Hafif ya da orta derecede süphe ve korku duyan kişiler “paranoyak”, “evhamlı” olarak etiketleneceklerinden korkarak yardım almaktan kaçınırlar. Bu durum kişinin kendisini toplumdan izole etmesine neden olurken paranoyayı da bir yandan beslemeye başlar. Tedavi edilmeyen paranoya gittikçe kuvvetlenebilir. Paranoyayı şiddetli bir şekilde yaşayan kişiler için tehditler çok daha gerçekçidir.

PARANOYANIN ORTAYA ÇIKMASINDANKİ NEDENLER

Paranoyanın ortaya çıkmasında genellikle birkaç faktör rol oynar. Stresli bir yaşam ve olaylar (aldatılma, travma ve diğer duygusal sıkıntılar), tehlikeli ve izole edilmiş bir çevrede yaşamak, bazı fiziksel hastalıklar, kaygı ve depresyon ya da madde kullanımı paranoyanın ortaya çıkmasında etkilidir.

Paranoya; parkinson, huntington, inme ve beyin hasarları gibi nörolojik rahatsızlıkların semptomu olarak karşımıza çıkabilir. Bu hastalıkların tedavisi paranoyanın da tedavisinde etkilidir. Çocukluk çağında istismara maruz kalmak ileride paranoya geliştirmeye neden olabilir. Ebeveynlerden biri ya da ikisi paranoyak belirtiler gösteriyorsa ileride büyüyen çocukları da paranoya belirtileri gösterebilir. Aynı zamanda işitme kaybı veya yetersiz uyku paranoyaya neden olabilir.

PARANOİD KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Paranoid kişilik bozukluğunun başlıca semptomu kişinin aşırı şüpheci olmasıdır. Ancak paranoid kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler güvensizliklerinin dışarıdaki insanlar tarafından ne kadar mantıksız olduğunun farkında değillerdir. Bu bozukluk kişilerin tartışmacı, eleştiriye kapalı, savunmacı bir yapıya sahip olmalarına ve hayatlarındaki problemlerin kaynağını fark etmekte güçlük çekmelerine neden olur. Paranoid kişilik bozukluğu olan kişiler için masum olaylar ya da işaretler kişisel tehdit olarak algılanır.

Bu durum erken yetişkinlik döneminde gelişir ve kişinin yeni arkadaşlıklar edinmesini, başkalarıyla geçinmesini engeller. Paranoid kişilik bozukluğu erkeklerde kadınlara göre daha sık teşhis edilmektedir.

Tedavi: Paranoid kişilik bozukluğu için genellikle ilaç tedavisi uygulanır. İlaçlar panayonak düşünceleri ve duyguları azaltmaya yardımcı olur. Bununla kişinin durumuyla baş edebilmesi, sosyal iletişim becelerilerini geliştirmesi amaçlanmaktadır. Ancak birçok kişinin tedaviye direndiği gözlemlenmiştir.

PARANOİD ŞİZOFRENİ

Şizofreninin en yaygın alt tipi plan paranoid şizofreni, istikrarlı ve sık görülen paranoid sanrılarla karakterizedir. Diğer semptomları ise, işitsel hallüsinasyon, algı bozuklukları, öfke, saldırganlık ve intihar düşünceleridir. Paranoid şizofreni teşhisi konan kişilerin diğer şizofreni türlerinden daha az bellek, duygu veya konsantrasyon sorunu vardır. Buna bağlı olarak düzensiz konuşma veya davranışa sahip olma olasılıkları daha düşüktür. Başkalarının onlara karşı plan yaptıkları veya onlara zarar vermeye çalıştıkları inancıyla karşı karşıya kalma ihtimalleri çok daha yüksektir. Sonuç olarak, bu "tehditlere" karşı kendilerini korumak ve plan yapmakla çok zaman harcarlar.

Tedavi: Çoğu zaman ilaç ve terapi beraber uygulanır. Paranoid şizofreni tedavi edilmediğinde, depresyon, madde kötüye kullanımı, bağımlılık veya intihar ile sonuçlanabilir.

PARANOYANIN TEDAVİSİNDE TERAPİNİN YERİ

Paranoyayı terapi ile tedavi etmek genellikle kolay değildir çünkü paranoya yaşayan bireylerin semptomları aktaracak veya korkularını paylaşacak kadar terapiste güvenmezler. Bazı durumlarda paranoya yaşayan kişi, terapistin tehdidin bir parçası olduğuna inananır. Ya da kişi, paranoyanın günlük yaşamı üzerinde ne kadar etkili olduğunun farkına bile varmayabilir ve terapinin gereksiz olduğunu düşünebilir.

Paranoyanın şidddetine bağlı olarak terapinin yanında ilaç kullanılması gerekir. Terapide kişiler genelde başa çıkma ve rahatlama becerilerini öğrenirken, korkularını yakınlarına ifade etmelerini sağlayan sosyal becerileri de geliştirirler. Terapide bireyler ayrıca stres seviyesini düşürme ve paranoyak düşünceler sonucunda bir tepki yaratan tetikleyicileri tanımlama ve bunlardan kaçınma yollarını keşfedebilirler.

Terapide başarı elde edebilmek için paranoyayla mücadele eden kişi öncelikle terapistin kendisine zarar vermeyeceğine güvenmelidir. Bu nedenle paranoya tedavisinde bilişsel davranışçı terapi sıklıkla kullanılır çünkü bu terapi; terapistin ve kişinin paranoid düşünce ve davranışla ilişkili davranışları belirlemelerine yardımcı olur.

Paranoyak düşüncelerin ve duyguların gelişimini izlemek için günlük tutmak yararlı olabilir. Günlükte, kişi endişeleri listeler, derecelendirir, tetikleyicileri tanımlayabilir, paranoyanın gelişimini detaylı olarak açıklayabilir ve mantıksal ya da mantıksız düşünceden kaynaklı olup olmadığını gözlemleyebilir.

Kaynakça: http://www.goodtherapy.org/learn-about-therapy/issues/paranoia