ÖLDÜĞÜMÜ SANDIM, PANİK ATAKMIŞ!
Adım Demet, 25 yaşındayım. Hastalarınızdan gelen bazı yazıları okudum. Halen bir psikoloğa gitmemiş hastalar için bu yazıların çok önemli olduğunu düşündüm. Ben de kendi yaşadıklarımı anlatmaya karar verdim.
Bana panik bozukluk tanısı koyuldu. Neredeyse bir senedir çok zor günlerden geçiyordum ve sonunda bir panik atak geçirdim. Geçirdiğim ataktan sonra hemen hastaneye görütüldüm. Gerekli tüm incelemeler yapıldı ama bir şey bulamadılar. Halbuki ben kalp krizi geçirdiğimi düşünüyordum. Sonra bir psikiyatrist ve bir psikologla çalışmaya başladım ama bundan önce benim için zor geçen ve panik atak geçirmeme sebep olan o günleri anlatmak istiyorum.
Geçen sene mart zamanlarında okuduğum türkçe Öğretmenliği bölümünü bırakmaya karar verdim. Bu kararı vermek kolay olmadı. Özellikle annem ve babam çok karşı geldi. Hem de bölümü zor kazanmışken ve tam 3 senemi bitirmek üzereyken... Sınava yeniden hazırlanmaya karar verdim. Annem ve babam pek mutlu olmasalar da onları ikna ettim ama bundan sonraki süreç çok daha sıkıntılıydı. Bir dershaneye kaydoldum. Önce her şey yolunda gibiydi. Sonra ya başaramazsam düşüncesi beynimi kemirmeye başladı. Sınav yaklaştıkça karnıma ağrılar giriyordu, büyük bir kaygı yaşıyordum.
Yine bir gün dershaneye giderken metroya bindim. Metro çok kalabalıktı, havalandırma çalışmıyordu. Aniden tren durdu ve bir arıza olduğu anons edildi. Yaklaşık 5 dakika boyunca karanlıkta, kolumu dahi kıpırdatamadığım kalabalıkta zaman geçmek bilmedi. Avuç içlerim terliyordu. Sonra boğazım uyuşmaya başladı ve bu uyuşukluk parmak uçlarıma kadar yayıldı. Ne olduğunu anlayamadım; bayılacağımı düşündüm. Bayılacağım korkusu endişelenmeme neden oldu. Bu sefer de kalbim deli gibi çarpmaya başladı ve göğsümün sıkıştığını hissettim. O an ölebileceğimi hissettim. O kadar korktum ki tren durakta durduğu anda kendimi dışarı attım. Çevredikelerden yardım istedim. İçlerinden bir tanesi beni taksiyle bir hastanenin aciline götürdü. Kalbimin sıkıştığını, nefesimin kesildiğini anlattım doktora. Tüm tetkikler yapıldıktan sonra önemli bir şeyimin olmadığını, bir atak geçirdiğimi söylediler. Bu kadar önemsiz miydi? Oysa ben neredeyse ölüyordum. Bir psikiyatristi görmem söylendi ve ailem beni hastaneden eve getirdi.
Tabiki de yaşadığım olayın bir daha tekrarlanacağını düşünmemiştim. Atak geldi ve geçti diye düşündüm. Diğer gün yine dershaneye giderken metroya yürüyordum. Tam metronun merdivenlerine geldiğimde ellerim uyuşmaya, nefesim kesilmeye başladı. Daha metroya bile binmemiştim ama aynı olayı yaşayacağım korkusuyla metroda yaşadığım belirtileri göstermeye başladım. Tekrar açık havaya çıktım, biraz oturup eve geri döndüm. Artık metroya binemiyordum. Metroya binme düşüncesi bende büyük bir kaygıya neden oluyordu.
O gün internete girip yaşadığım tüm belirtileri arattım. Ben bir hastalığım olduğunu düşündükçe karşıma panik atak çıkıyordu. Panik atak için ilaç kullanıldığını ancak terapi ile panik atağı yenebileceğimi öğrendim. Annemle beraber bir psikolog arayışına girdik. Bu konuyla ilgilenen bir uzman buldum ve yaklaşık 2 aydır terapi görüyorum. Bir psikiyatrist ile de görüştüm. Şu anda aynı zamanda ilaç kullanıyorum ancak ömür boyu ilaç kullanmak istemediğimden terapi seanslarına aksatmadan gidiyorum. Belirli nefes egzersizleri ve bazı kaygılarım üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Olayın sadece metrodaki kalabalık olmadığını, sınava hazırlanırken yaşadığım stres ve kaygının da panik atağımı tetiklediğini öğrendim. Bu olayla beraber aslında benim yaşadıklarımı birçok kişinin yaşadığını ve bazılarının tedavi olmadığını duyduğumda çok şaşırdım. Bu şekilde yaşamak korkunç olsa gerek. Tedavisi olan bu rahatsızlığın üstesinden gelmek için umarım sizler de en kısa zamanda harekete geçersiniz. Çünkü hayat çok değerli.