ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK ENDİŞELERİ VE RUH SAĞLIĞINA ETKİSİ

Akademik endişeler; öğrenme güçlüğünü, başarısızlığı, öğretmenin dikkatisizliğini, okuldaki zorbalıkları içine alan ve öğrencinin akademik yaşantısını olumsuz yönde etkileyen önemli bir konudur. Akademik endişe öğrencinin sınıftaki performansını olumsuz yönde etkilemekle beraber çocuğun aşırı derecede stresli olmasına neden olur. Bu da evde ve oyun oynarken ortaya çıkarak çocuğun hayatının her parçasını etkiler. Akademik endişelerden kaynaklı sorunlar yaşayan bir öğrencinin profesyonel yardım almasında fayda vardır.

AKADEMİK ENDİŞE VE RUH SAĞLIĞI

Akademik endişeler çocukların ruh sağlığı ile yakından ilişkilidir. Birleşik Devletler Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın raporlarına göre, okul çağındaki çocukların% 21'i tanısı konulabilir bir ruh sağlığı problemine sahip. Bununla birlikte, bu çocukların sadece% 20’si teşhis ve tedavi edilmektedir. Geriye kalan% 80'i sıklıkla okulda zorluk çekiyor ve okulu terk etme oranları daha yüksek. Ayrıca intihar girişiminde bulunma olasılıkları daha yüksektir: İntihar eden ergenlerin% 90'ından fazlası ciddi bir ruh sağlığı problemi yaşamaktadır.

Akademik endişeler kaygı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi ruhsal problemlerden kaynaklanabilir ya da akademik zorluklarının bir sonucu olarak çocuk yaşadığı stres sonucu kaygı bozukluğu geliştirebilir. Öğrenme güçlüğüne sahip, tanısı konmamış veya doğru şekilde tedavi edilmeyen bir çocuk notlarını yükseltmesi için ailesinden ve bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan öğretmenler tarafından baskı altında kalabilir. Bütün bunlar çocuğun stres yaşamasına hatta okulda şiddete baş vurmasına yol açabilir.

NASIL BİR DESTEK SAĞLAMAK GEREKİR?

Derslerinde problem yaşayan bir çocuk çeşitli yollarla desteklenebilir. Bazı çocukların bir konuyu öğrenme süresi daha uzundur. Bu noktada özel bir öğretmenin çocuğun derslerine yardım etmesinin büyük etkisi olacaktır. Okuldaki çalışanların üzerine düşen görev ise, öğrencilerin okulda bir rehberlik ve danışmanlık biriminin olduğundan ve istedikleri zaman buradaki danışmanlardan yardım alabilecekleri konusunda bilgilendirmektir. Psikolojik rehber ve danışmanlar, çocuğun akademik endişelerine yardımcı olabilir ve müdahale edemeyeceği noktada bir terapiste yönlendirebilmelidir. Çünkü akademik problemler travmatik deneyimlerin, aile içinde yaşanan problemlerin ya da ekonomik problemlerin bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Psikoterapi bu noktada öğrencinin problemini çözmesine yardımcı olur. Örneğin; travmatik deneyim yaşamış ergenlik çağındaki bir öğrenci terapi sürecinden sonra derslerinde başarı göstermeye başlayabilir.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin başarılı olabilmesi için okul, aile ve çocuk birlilte çalışmalıdır. Sınıftaki öğrencilere derslerin öğretilme şeklinden ayrı bireysel bir program hazırlanmalıdır. Örneğin; yazı yazmada zorlanan bir öğrencinin ses kaydı yapmasına izin verilmelidir. Özel eğitimin amacı çocukları akranlarından ayırmak değil aksine yaşıtlarıyla fırsat eşitliğini sağlamak olmalıdır.

VAKA ÖRNEKLERİ

Görme problemlerinden kaynaklanan düşük akademik performans: 8 yaşındaki Rosalin, rehberlik öğretmeni ile görüşmeye çağrılır çünkü danışmanı sınıftaki ani kötü performansından endişe eder. Sınıfta derslere katılmaz, ev ödevlerini yapmayı bırakmış ve kafasını masasına sık sık sanki bıkmış gibi koymaktadır. Danışman Rosalin'e vaktinde yatıp uykusunu alıp almadığını sorar ve diğer potansiyel sorunları tanımlamaya çalışır. Rosalin ev yaşantısı hakkında olumsuz bir şey söylemez ve günde üç öğün yemek yediğini ve sık sık uyuduğunu söyler. Aslında, okuldan sonra mutlaka kestirdiğini, başının çok ağrıdığını ve net göremediğinden bahseder. Rosalin’in ödevlerini yapamamasının nedeni de budur. Rosalin göz doktorouna yönlendirilir. Böylece gözlerinin bozuk olduğu anlaşılır ve gözlük kullanmaya başlar. Akademik başarısı da bu şekilde artar.

Disleksiden etkilenen sınıf performansı: 11 yaşındaki Mateo beşinci sınıfın tekrarını yapmak zorundadır. Türkçe ve sosyal derslerde her zaman zorluk çekmiş ve öğretmenleri ona daha fazla uğraşması ve evde okumaya daha fazla zaman harcaması gerektiğini söylemişler. Yeni öğretmeni Mateo’nun sınıfta fazla konuşmadığını ve başarısızlığının altında başka bir faktör olabileceğini düşünüp Mateo'yu okul danışmanına yönlendirir. Danışman, Mateo ile konuştuktan sonra disleksik olabileceğinden şüphelenir ve onu bir psikologa yönlendirir. Disleksi tanısı konulan Mateo için bireysel bir program hazırlanır. Öğretmeni, Mateo'nun belirli ödevleri yapması için bilgisayar kullanmasına izin verir ve yavaş yavaş Mateo'nun çalışması iyileşme göstermeye başlar.

Kaynakça: http://www.goodtherapy.org/learn-about-therapy/issues/academic-concerns