HIV/AIDS TEDAVİSİNDE TERAPİNİN ETKİSİ

İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV) ciddi, tam bir tedavisi olmayan sağlık durumudur. HIV, bağışıklık sisteminin kademeli olarak zayıflamasına neden olur ve bireyleri tümörlere, kanserlere ve fırsatçı enfeksiyonlara daha duyarlı hale getiren AİDS'e (kazanılmış bağışıklık yetmezliği sendromu) yol açar. Türkiye’de Aralık 2009 itibariyle tedavi ihtiyacı olan HIV pozitiflerin tedaviye erişimi % 50 – 80 arasındadır.

HIV veya AIDS'in teşhisi, kişilerin ruhsal ve duygusal refahı üzerinde olumsuz etkilere neden olur. Hem teşhiş aşamasında hem de sonraki süreçte bir terapistin desteği yararlı olacaktır.

HIV NASIL BULAŞIR?

HIV kan, vajinal sıvı, meni, boşalma öncesi ve anne sütü gibi vücut sıvıları yoluyla bulaşır. Tükürük veya temas yoluyla yayılmaz. Virüs çoğunlukla strerilize olmamış iğneler, virüsü olan biriyle korunmasız cinsel ilişki sırasında ve anne sütüyle bebeğe geçerek yayılır. Anne virüsü taşıyorsa, doğum sırasında da bu virüs bebeğe geçebilir. HIV vücudun dışında uzun süre hayatta kalamaz ve virüs genellikle başka yollarla bulaşamaz.

Dünya genelinde 35 milyondan fazla insan HIV ile yaşamaktadır. 2013 yılında 2 milyondan fazla kişi bu virüse yakalanmış aynı yıl AIDS ile ilgili nedenlerden 1.5 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. 5.700'den fazla kişi her gün HIV ile mücadele etmektedir.

Belirli önlemleri alarak HIV’nin AIDS’e dönüşme riskini azaltmak mümkündür. Gerekli testlerin yapılması, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmak, bir kişinin kullandığı iğnenin başka bir kişide kullanılmaması alınabilecek önlemler arasındadır.

HIV ve AIDS’İN TIBBİ TEDAVİSİ

HIV ve AIDS’in çaresi tam anlamıyla bulunmamış olsa da tedavi edilebilir. Maruziyet sonrası profilaksi olarak da bilinen antiretroviral (virüs karşıtı) tedaviler viral yükü azaltır, enfeksiyonu kontrol altına alır ve AIDS gelişme riskini azaltır. 2013'te HIV ile yaşayanların% 37'si antiretroviral ilaçlarla tedavi görebilmiştir.

Antiretroviral tedavi, enfekte olmuş bir kişiden bir başkasına HIV bulaşma riskini % 96'ya kadar düşürmüştür. Bu antiretroviral tedaviler virüsü tespit edilemeyen seviyelere kadar düşürebilir ve virüs neredeyse vücutta varlığını sürdüremez. Algılanamayan virüs seviyesine sahip bir kişinin virüsü bulaştırma olasılığı çok düşüktür. 1990’ların ortalarında hamile ya da emzirme döneminde olan HIV pozitif annelerin bebeklerine virüsü bulaştırma riskini azaltmak için bu yöntem kullanılmaya başlanmıştır.

Temas öncesi profilaksisi (PrEP), risk taşıyanlarda HIV enfeksiyonunu önlemeye yardımcı olmak için onaylanmış tıbbi bir tedavidir. Örneğin, serodiskordan ilişkilerde olanlar (partnerlerden birinin HIV olması ve diğerinin olmaması durumu), cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmayanlar, tanı konulmuş gay veya biseksüel olan korunmasız cinsel ilişkide bulunan erkekler ve aynı iğneyi kullanan kişiler için uygulanmaktadır. Bu tedavi biçimi, virüsün bulaşmasını önlemede% 100 etkili olmasa da araştırmalar tedavinin tutarlı ve doğru bir şekilde alınması halinde virüs bulaşmamış bir kişinin HIV olmasını önlemede % 96'ya kadar etkili olabileceğini göstermektedir.

TERAPİNİN HIV ve AIDS ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

HIV veya AIDS tanısı ile başa çıkmak zordur. Tedavinin HIV için etkili olduğu gösterilmiş olsa da bu durumun ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkisi olabilir . HIV veya AIDS teşhisi konan kişiler genellikle depresyon, kaygı ve ölüm korkusu yaşayabilirler. Virüsü bulaştıran kişiye öfke duyulur ve tedavinin finansal gereksinimleri yaşam standartlarını değiştirmesi nedeniyle stres yaşarlar. Ayrıca HIV veya AIDS teşhisi kişinin romantik ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olur.

Terapi, kişinin bu konularla başa çıkma yollarını keşfetmesini sağlar. Aile danışmanları, kişinin ailesine teşhisi bildirmede, bunun ne anlama geldiğini açıklamada yardımcı olurlar. Çift terapistleri, serodarsız ilişkilerde olan çiftlere (bir eşin HIV ve birinin olmadığı ilişkiler) ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde için yardımcı olabilir. Bireysel veya grup terapisi HIV ile yaşayan kişinin hayatındaki güçlüklerle baş etmesinde yardımcı olabilir.

Virüs beyne etki edebileceğinden, HIV ilerlemesi aynı zamanda bilişsel bozukluklara neden olabilir. Demans, deliryum ve psikoz ortaya çıkabilecek durumlar arasındadır. Bu koşullardan herhangi biri gelişirse, terapi ile psikiyatrik ilaçların kombinasyonu etkili bir tedavi yöntemidir.

HIV'den etkilenen kişiler hastalıklarıyla baş etmeyi ve sağlıklı bir rutini sürdürmeyi zor bulabilir. Meditasyon, iyi beslenme, kaliteli uyku, egzersiz yapma ve yeni hobiler edinme kişinin durumuyla daha kolay baş etmesine yardımcı olabilecek yollardandır.

HIV'den gelişen AIDS, hayati tehlike oluşturan bir hastalık olduğundan, özellikle de son aşamaya geldiğinde, HIV bulaşmış kişiler yaşam boyu danışmanlık hizmeti almak isteyebilirler. Terapide kişi bakıma ihtiyacı olabilecek herhangi bir aile üyesi veya çocuğu için geleceğe yönelik planlar yapmada destek alır. Beden üzerindeki kontrol azaldığı için hala kontrol edebildikleri hayatları üzerinde kontrol sağlamak ruhsal anlamda kişiyi rahatlatacaktır.

HIV ve AIDS İÇİN GRUP TERAPİSİ

HIV veya AIDS'li kişiler kendileri ile aynı durumu paylaşan kişilerle birlikte deneyimlerini, hislerini ve hayatlarındaki değişiklikleri paylaşabilecekleri bir grup terapisine başvurabilirler. Bu tür terapilerde, insanlar HIV / AIDS'le yaşamış olan diğer insanlarla iletişim kurma, bir HIV veya AIDS teşhisi ile ilgili zorluklarla baş etme yöntemlerini öğrenirler.

HIV ve AIDS'TEN ETKİLENEN AİLELER İÇİN TERAPİ

Herhangi bir kronik hastalığın, hastalanan kişinin üzerinde önemli etkileri olabileceği gibi, HIV de kişinin ailesi ve arkadaşları için zor bir dönem demektir. Enfekte olmuş kişi bakımı için eşine veya aile üyelerinden birine bağımlı hale gelebilir ya da damgalanma korkusu ile hastalığı aile üyelerine açıklamaya isteksiz olup destek de görmeyebilir. Ebeveynler, virüs bulaşmış çocukları ile güvenli cinselliği tartışmaya isteksiz olabilirler. Bu noktada bir terapistin devreye girmesi hem aile ilişkileri açısından hem de farkındalık kazanmak için önemlidir.

Partnerlerden birinin HIV pozitif olduğu ve biri AIDS'den öldüğü bir ilişki içinde sağlıklı partner, kendi vücudunda virüsün ilerlemesinden korkarken hayatta kalmanın suçluluğunu yaşayabilir. Tek başına başa çıkılması zor olan bu durumlarda bireysel terapinin, çift ve evlilik terapisinin veya aile terapisinin alınmasının ruh sağlığının korunması açısından büyük bir önemi vardır.

Kaynakça: http://www.goodtherapy.org/learn-about-therapy/issues/hiv-aids