ÇOCUK EVLİLİKLERİ

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS)’ne göre 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Çocuk evliliği bir çocuğun bir yetişkinle veya yine bir çocukla evlendirilmesidir. Evlilik, çocukların fizyolojik gelişimine uygun psikolojik açıdan da olumsuz etkilere neden olmaktadır. Evlilik; çocukların eğitim haklarını kesintiye uğratmakta, cinsel, fiziksel ve ruhsal şiddete maruz kalmalarına neden olmakta ve çocukluklarını yaşamak yerine altından kalkamayacakları biri yükün altına girmelerine neden olmaktadır.

Terminoloji olarak “çocuk gelinler” kullanılması tercih edilmemiştir. Çünkü bu iki kelime de aslında iki güzel kavramı ifade eden kelimeler. Ancak bir arada kullanıldıkları zaman korkunç bir eylemi ifade etmektedirler. Bu yüzden “çocuk gelin” yerine “çocuk yaşta evlendirilen çocuklar” terimlerinin kullanılması tercih edilmiştir. (Polat, 2019)

UNICEF’in Mart 2018 yılında yaptığı açıklamaya (UNICEF, Mart 2018) göre; dünyada 700 milyondan fazla kız çocuğu 18 yaşından önce evlenmiş olup, bu sayının da 3’te 1’i, yani yaklaşık olarak 250 milyonu, 15 yaşından önce evlenmiş olan kız çocuklarıdır. Henüz çocukken evlenen kız sayısı tahminen yılda 12 milyon civarındadır. Tahminlere göre 10 yıl önce her dört kız çocuğundan biri 18 yaşına gelmeden evlenirken, şu anda her beş kız çocuğundan biri küçük yaşta evleniyor.

Ülkemizde erken yaşta evlilikler uzun yıllardan beri var olan bir olgu olmasına rağmen toplumun çoğunluğu tarafından bir “sorun” olarak değerlendirilmemektedir. Evliliğin en önemli meşruluk kaynaklarından birisinin toplumsal mutabakat olduğu ve bu evliliklerin de daha çok bu mutabakat çerçevesinde gerçekleştiği görülmektedir. Ataerkil ve geleneksel toplum yapısı erken yaşta evlilikleri normalleştirmiş ve meşrulaştırmıştır. (TBMM Komisyon Raporu, 2009).

TÜİK 2018 yılı istatistiklerine göre (TÜİK, Nisan 2019; TÜİK Mart 2019); 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2014 yılında %5,8 iken bu oran 2018 yılında %3,8'e düşmüştür. Bu oran, illere göre incelendiğinde; 2018 yılında Ağrı ilinin %14,8 ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldığı görülmektedir. Bu ili, %14,1 ile Muş ve %12,5 ile Bitlis izlemektedir. İllere göre sıralamaya bakıldığında en üst sırada yer alan 10 ilden 9’un doğu ve güneydoğuda olduğu ve kalan bir ilin Niğde olduğu görülmektedir. Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller ise %0,7 ile Bolu, %0,9 ile Trabzon ve Artvin olmuştur. Çocuk evlilik istatistikleri resmi olarak 16-17 yaş arasındaki çocuklar için yayınlandığını, bu rakamların 16 yaşından önceki çocuk evlilik verilerini ve resmi olmayan çocuk evliliklerini içermediğini ve bu nedenle çocuk evliliği rakamlarının aslında çok daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Ülkemizdeki kız çocuklarının çocuk yaşta evlendirilmesinin altında yatan başlıca nedenleri; eğitimsizlik, töre ve aşiret faktörü, dini bilgilerin yanlış yorumlanması, ekonomik sebepler, aile içi şiddetten kaçınmaya çalışmak ve taciz veya tecavüze uğrama nedeniyle namusun temizlenmesi düşüncesiyle çocuğun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi gibi nedenleri saymak mümkündür. Bu sebepler tablonun ne kadar dehşet verici olduğunu ortaya koyuyor. Tecavüze uğrayan çocuk aile namusu temizlensin denilip saldırganı ile evlendirilerek ruhsal, fiziksel ve cinsel şiddetin en kuvvetlisini yaşamaya mahkum ediliyor.

“30. Yılında Türkiye’de Çocuk Haklarının Durumu” Raporu- Kasım, 2019