AŞKI NASIL YORUMLUYORUZ?

Bir kişiyi sevdiğinizi, ona aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız? Herhalde bu yazıyı okuyanlar bir ya da birkaç kez sevmiş, ya da sevdiğini zannetmiştir. Bu sevginin gerçek olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Aşkı bilimsel olarak yorumlamak güçtür.

2 tür yaklaşım vardır. Bunlardan birincisi bedensel fizyolojik süreçlerin özel bir yorumlanışı olarak ele alan yaklaşım. Bu görüşe göre eğer belli bir insanı gördüğümüzde kalbimiz sık sık çarpar, yüzümüz kızarır, nefes alışımız değişirse bu duyguya aşk adını veririz. Aynı fizyolojik değişim ormanda yalnız dolaşırken vahşi bir ayıyı görünce de ortaya çıkarsa o zaman bu duyguya korku adını veririz. Bu yaklaşım içinde bulunulan duruma yapılan yüklemeye ağırlık verir. Asırlar boyunca şiirlere, romanlara ve şarkılara konu olmuş aşkların sadece fizyolojik koşulların yorumlanışı olarak algılanması bazı düşünürleri kızdırır.

İkinci yaklaşımda ise aşkı iki birey arasında özel bir psikolojik süreç olarak gören psikolog ve düşünürler vardır. Sullivan sevginin özel bir ilişki olduğunu söyler. Sullivan’a göre seven kimse, sevdiğinin mutluluğunu ve onun güvenliğini en az kendisi kadar ister ve onu korur. Fromm bu görüşe katılır ve insan sevgisinin bağlayıcı ve zenginleştirici içeriğini dile getirir.

Psikologlar yalnız deneysel yollarla insan davranışlarına baktıklarında çoğu kez ‘özel bir meslek körlüğüne’ girerler. Bu nedenle sevgi ve aşk gibi zengin insan duygularını açıklamakta son derece yüzeysel ve yetersiz kalırlar. Bu tür körlüklerden kurtulmak için edebiyata, düşünürlere, şairlere kendilerini açmada fayda vardır.

UZUN SÜRELİ İLİŞKİLER

Okuyucu bu noktada şu soruyu sorar. ‘Ben defalarca aşık oldum ve bir süre sonra aşık olduğum kişiyi unuttum, ama bazı kişiler sevdikleri kimselerle ilişkilerini devam ettirdiler. Nasıl oluyor da bazı ilişkiler kısa süreli bazı ilişkiler uzun süreli oluyor?’

Bu sorunun net bir cevabı yoktur. Bu konuda yapılan psikolojik araştırmalar 3 temel faktörün önemli olduğunu belirtmekte. Bunlar (benzerlik, tamamlayıcılık, olumlu etkileşimler.)

Benzerlik: Bireylerin birbirlerini benzer olarak algılamaları ilişkilerinin uzun süreli olmasına yol açar. Meyer ve Pepper(1977) 66 evli çiftle yaptığı bir araştırma sonucunda iyi anlaşan, evlerinde huzurlu olan çiftlerin hem kişilik hem de algısal olarak birçok konuda benzerlik gösterdiğini bulmuştur.

Tamamlayıcılık: Winch(1958) yaptığı bir araştırmada kişiler arası tamamlayıcılığın eş seçimi üzerinde önemli rol oynadığını görmüştür. 3 temel boyut üzerinde birbirlerini tamamlayıcı ilişkileri olan çiftlerin daha mutlu oldukları tespit etmiştir. Bunlar 1(Atılganlık-Durgunluk), 2 (Destekleme-Desteklememe), 3 (Baskınlık-Altkınlık)

Benzerliğin öneminden bahsederken şimdi birbirinden farklı olmanın ilişkiyi güçlendirdiğini söylemek bir çelişki yaratmıyor mu?

Birey benzerlik faktörü sayesinde, diğer birçok aday içinden seçerek biriyle ilişki içine girer. Sonra zamanla, kişiler birbirlerinin tamamlayıcı yönlerini arar, bu bir nevi bireylerin eksikliklerini giderme yollarına girmesidir.

Olumlu Etkileşimler: İlişkinin olumlu yönlerinin olumsuz yönlerine ağır basıyor olmasıdır. Robinson ve Price (1980) evli çifler üzerinde yaptıkları çalışmalarda mutlu çiftlerin ilişkilerinde hep olumlu yönleri gördükleri mutsuz çiftlerin ise hep olumsuz yönleri gördüklerini tespit etmiştir.

Sosyologlar evlilikte doyumun 5 temel faktörle ilişkili olduğunu tespit etmiştir. 1 (Eşlerin birbirlerini sevgi ve saygıyla algılamaları), 2 (duygusal doyum), 3 (etkin iletişim), 4 (benimsenen rollerin birbiriyle uyumu), 5 (etkileşim miktarı.)

Olumlu olarak başlayan bir ilişki hangi noktada ve niçin olumsuz bir ilişki haline dönüşür? Bir ilişki yeniden yapılandırılabilir mi? Kişiler arası ilişkilerde özellikle evlilik terapistinde büyük aşamalar kaydedilebilir.

Uzun süreli ilişkilerin kendisine sorması gereken bir soru da şöyledir: AŞK MI YA DA SADECE ARKADAŞLIK MI?

Sternberg (1986) ilişkilerin samimiyet, bağlılık ve tutku üçgenine eşleştiğini söylemiştir. Tutkunun aşkın olmadığı, bağlılığın ve samimiyetin yüksek olduğu ilişkiler ancak duygusal bir ilişki olmak yerine bir arkadaşlık ilişkisinin olur. Sizin de böyle bir ilişkide olmanız muhtemel. Sternberg’e göre ideal aşka ulaşmamızı sağlayan samimiyet, bağlılık ve tutku üçgeni ile karakterize olan bir ilişkidir.

LEE’NİN AŞK STİLLERİ KURAMI

Lee aşkı renklere benzetmiş, aşkın birden çok boyutu olabileceğini ve bu bağlamda çok boyutlu aşk biçimleri şeklinde sınıflandırılmasını önermiştir. Lee, tutkulu aşkı kırmızıya, oyun gibi aşkı sarıya ve arkadaşça aşkı ise maviye benzetir.

Lee’ye göre aşkı renklerle açıklamanın iki yararı vardır. İlk olarak, insanlar nasıl farklı renkleri tercih edebiliyorlarsa, benzer biçimde farklı aşk türlerini tercih edebileceklerinin farkına varırlar. İkinci olarak, geçmişte yaşanılan aşk deneyimleri daha farklı değerlendirilebilirler.

Mania (bağımlı aşk), pragma (mantıklı aşk) ve agape (özgeci aşk) ise aşkın ikincil renklerini oluşturur. Bu ikincil stiller, birincil stillerin parçalarının bileşimi olarak ifade edilebilir. Örneğin mantıklı aşk (pragma), arkadaşça aşk ve oyun gibi aşkın bileşimidir; ancak nitelik olarak bu ikisinden de çok farklıdır. Aynı şekilde bağımlı aşk (mania) tutkulu aşk ve oyun gibi aşkın bileşimidir, ancak çok farklı özelliklere sahiptir. Son olarak, özgeci aşkın (agape) tutkulu aşk ve arkadaşça aşkın bileşimi olduğu söylenebilir.

Görülen bu renklerin farklılığını açıklamak, rengi tanımlamaktan daha zordur. Bunun gibi aşk çeşitlerinin farklılığını açıklamak aşkı tanımlamaktan daha zordur. Lee, bu zorluğa dikkat çekerek herkes için geçerli olan evrensel bir aşk çeşidinin de bulunmadığını vurgulamıştır. Örneğin, “mavi renkli giysiler herkese yakışır” gibi bir genellemede bulunmak doğru olmadığı gibi, “herkese uyan tek bir evrensel aşk çeşidi vardır” gibi bir genellemede bulunmak da yanlış olur.

Kaynakça

Atak, H. ve Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(4).

Cüceloğlu, D. (2015). İnsan ve Davranışı. (Otuzuncu Baskı).

Psikolojistanbul(2017, Aralık,27). Tutku ve uzun süreli ilişkiler hakkında. http://www.psikolojistanbul.com/tutku-ve-uzun-sureli-iliskiler-hakkinda/ adresinden edinilmiştir.